Do, 21.Nov.2024 - 13:22
Türk Yazarlarin En Cok Satan Kitaplari

Abim Deniz
Hiç Yayınlanmamış
Mektup ve
Fotoğraflarla

Can Dündar
Hiç Yayınlanmamış Mektup ve Fotoğraflarla Hamdi Gezmiş'in Anıları!.. "Bu kitapta Denizin durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKMnin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız."

Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündarın deneyimli gazeteciliği ve Denizin yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmişin tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam… (480 Sayfa) www.turkkitap.de / Arka Kapak Yazisi. 
ISBN: 9789750724275
Yayın evi: Can Yayinlari
15,90 €
19,90 €
21 % daha ucuz
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
 
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 19-03-2021
Yazar: Pınar Tınaztepe Kaya
Gerek 12 Mart ve 12 Eylül dönemi hakkında, gerekse de Deniz Gezmiş hakkında birçok kitap yazıldı. Birçoğunu da okumaya çalıştım. Fakat; hiçbirisi Can Dündar’ın “Abim Deniz” isimli kitabı kadar çarpıcı ve titiz değil bana göre. Öylesine titiz çalışmanın bir sonucu ki; Can Dündar’dan başka kimse böylesine değerli bir kitap çıkartamazdı ortaya. Bu konuyla ilgili bu zamana kadar ortaya çıkan kitapların bu anlamda “zirve noktası” desek yanlış olmaz sanıyorum. İki sevdiğim insan… Hem Can Dündar, hem de Deniz Gezmiş, kardeşi Hamdi Gezmiş’in anlatımıyla bir kitapta buluşup kütüphanemin baş köşesine oturmuşlar. Kitabın ilk sayfasından itibaren Can Dündar’ın titiz çalışmasıyla ortaya muhteşem bir eser çıkardığını çok net görebiliyorsunuz. Kardeşi Hamdi Gezmiş’in anlattıkları, Can Dündar’ın o döneme ait olayları ve siyasal zemini ile bir araya gelmiş. Kitapta ayrıca Deniz Gezmiş’in fotoğrafları, mektupları, o dönemdeki gazetelerde çıkan haberleri, babaları Cemil Gezmiş’in de mektupları ve kayda geçen anlatımlarına şahit oluyorsunuz. Can Dündar’ın o güçlü kalemi ve akıcı üslubu ile okumaktan ziyade, sanki Can Dündar’ın o etkileyici ve eşsiz sesiyle dinliyor gibiydim adeta…. O döneme bizzat şahit olmasak da ve yaşamasak da Can Dündar’ın anlatımı ile olayların tam da içindeymiş hissine kapılmamanız imkansız.  Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve niceleri bu yolda bedenen ölse de kendilerinin de dediği gibi bir ölüp bin doğdular. Mücadelelerini, cesaretlerini, ailelerin çabasını, sistemin vicdansızlığını, yöneticilerin caniliğini, cahilliğini, yobazlığını, kinini bir kez daha okuyup hem geçmişi ve hem de bugünü yeniden yargılıyorsunuz. Kendileri gittiler; ama peki, ya o anneleri ve o babaları? O dönemi, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının verdiği mücadeleyi nitekim okuduk da o annenin, babanın sonrasında yaşadıkları… Benim aklımdaki hep şuydu: “Peki, sonra? Nasıl devam edebildiler hayatlarına?” diye… Bu kitapta buna da tanıklık ediyorsunuz. Ve kalbiniz, daha da bir paramparça oluyor. Deniz Gezmiş gibi zeki, akıllı, eğitimli insanların – imkân verilseydi eğer – ülkemizde bir yerlere geldiklerini veya yönetici olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum. Çok değerli şeyler çıkabilirdi ortaya ve belki de ülkemiz çok daha aydınlık bir yöne evrilebilirdi. "Sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?" diye yazmıştı bir mektubunda babasına… Kendileri, yandı belki bedenen; ama kalplerimizde yeniden doğdu.  Bu Kitabı soluksuz okudum; fakat her sayfasında düğüm düğüm olmuş boğazım ve gözyaşlarımla… Kitap bitince de çok uzun zaman hıçkıra hıçkıra ağladım, gözyaşlarım tüm bu olanlara en güzel cevaptı. Denizler için dökülen ilk gözyaşları değil bunlar ve son da olmayacak. Ne yazarsam yazayım, hissettiklerimi yine de tam anlatacak kelime bulmam zor. Mutlaka okunması gereken ve yakın tarihimize ışık tutan başarılı ve aydınlatıcı bir eser. Can Dündar’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum böylesine değerli bir hazineyi bizlere sunduğu için.