Fr, 19.Apr.2024 - 17:35
Türk Yazarlarin En Cok Satan Kitaplari

Leyla'nın Evi

Zülfü Livaneli
Leyla’nın Evi, insanlığın en yıkıcı sorunu göç ve en temel ihtiyacı barınma konularını merceğe alan bir İstanbul romanı.
Edebiyatın güçlü kalemi Zülfü Livaneli’nin gözlem yeteneği ve edebi gücüyle harmanlanan elinizdeki eser Leyla, Roxy, Yusuf ve Ali Yekta Bey’in hayatlarının birbirine karışma hikâyesini anlatıyor.
Usta edebiyatçı bu kez “mülk trajedisine” odaklanıyor. Hayatın olağan akışında bir araya gelmesi mümkün olmayan karakterler üzerinden aşktan paraya, modernizmden geleneğe, birçok konu tartışmaya açılıyor.
Bir yanda yalılarda büyüyen ve varlığını “unutmamak” üzerine inşa eden Leyla Hanım, diğer yanda “anın” hırsları ile çevrelenmiş insanlar… Bir yanda hayattaki tüm prangalarına, hatta ailesine ve adına dahi meydan okuyan Roxy, diğer yanda geçmişi sır olarak kalmaya mahkûm edilenler…
Zülfü Livaneli’nin edebiyatımızda özel bir yer edinen romanı Leyla’nın Evi, tarihi motifleri içeren zengin arka planıyla İstanbul’un değişen çehresini merkeze alırken, okurları geçmiş ve bugün arasında sorularla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Peki, bu yolculuk bir kuşak çatışması mı yaratacak, yoksa kuşaklar arası bir köprü mü kuracak?
Leyla’nın Evi, iktidar ve güç sahibi olmanın tehlikesine karşı her satırında mücadele ve umudun şarkısını mırıldanan bir Livaneli anlatısı... (232 Sayfa) www.turkkitap.de / Arka Kapak Yazisi.
ISBN: 9789751411235
Yayın evi: Remzi Kitabevi
9,95 €
13,90 €
29 % daha ucuz
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
 
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 03-04-2022
Yazar: Pınar Tınaztepe Kaya
İstanbul'da doğup büyüyen ve şimdi ise başka bir ülkede yaşam kurmuş birisi olarak, İstanbul'un bende bambaşka bir yeri ve de kokusu var. Bu kitabın girişinde Zülfü Livaneli'nin tarif ettiği boğaz ve İstanbul tarifi, beni aldı ve Zülfü Livaneli'nin seyahat ettiği motora götürdü. Martıların sesleri, insanların telaşı, boğazın kokusu beni benden aldı. Uzun süredir, İstanbul Boğazı'nı böylesine güzel anlatan bir tanıma denk gelmedim. Kitabın konusu ise ana karakterleri oluşturan iki ayrı kültürde büyümüş ve yetişmiş iki kadının hayatlarının nasıl kesiştiği değil; özünde "barınma" kavramını esas alarak keşisen hayatlar, romanın konusunu oluşturuyor. "Bizim" diye tabir ettiğimiz arsa, ev, yalı, vs. özünde ne kadar bize ait? Aitlik ile kendini evinde gibi hissetme kavramlarını da sorgulayan bir kitap. Eski zaman insanı dediğimiz, "İstanbul Beyefendisi" veya "İstanbul Hanımefendisi" diye tabir ettiğimiz iki ayrı insanı da bu kitapta görüyoruz. Şuanki zaman ile kendi zamanları arasındaki uçurumu, gelecek kaygısını, insanın gözü doymazlığını, kibrini, hırsını çok güzel harmanlamış Zülfü Livaneli. Sürükleyici bir anlatıma sahip. Severek okudum.