Do, 25.Apr.2024 - 00:07
Türk Yazarlarin En Cok Satan Kitaplari

New York Seyir Defteri

Buket Uzuner
21.yüzyılın kültür ve sanat başkenti New York, modern dünyanın güzel çirkin bütün yüzlerini taşır.
Amerikalılar'ın bile kendilerini yabancı hissettiği New York Cumhuriyeti'nde bu nedenle hiç kimse yabancılık çekmez.
24 saat eksilmeyen umut mavisi ve zehir yeşili enerjisiyle İstanbul'a benzeyen "şiddetli cazip" New York, bir İstanbullu'nun gözleriyle seyredilince, ortaya bu seyir defteri çıktı.
Yayın evi: Everest
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 03-08-2007
Yazar: Neslihan Perşembe
?Günlerden bir gün İstanbul ve Paris?in üzerine bir gül kokladım. Adı New York?tu. Yıllar boyu ona gittim geldim, hem dışında kalarak onu seyrettim, hem de içinde yaşayarak onunla beraber seyir ettim? diyor Buket Uzuner ?New York Seyir Defteri? adlı kitabının ilk paragrafında. Kendisi, birçok kere gittiği New York?u bir gezi kitabı olarak okura sunarken, 11 Eylül olayından sonra bu kente gitmekten kaçınmış. Ama kısa süre sonra dayanamayarak bir edebiyat davetini bahane edip çok sevdiği kentler arasında yer alan New York?a tekrar gitmiş. Buket Uzuner, New York, İstanbul ve Paris?i başka şehirlerden daha fazla sever, çünkü bu şehirlerden uzak kaldığında, gönül ısıtan bir dost ya da gönül yakan bir sevgili gibi çok özler bu yerleri. Bakın kitabın xii. sayfasında New York için şöyle diyor: ?Ben New York?u sevdim, her yerde kendini yabancı hisseden huzursuz ruhum, tıpkı İstanbul ve Paris?teki gibi orada da baştan çıktı, yaratıcı bir gerilimle 24 saat uyanık kaldı ama o dehşetli yorgunluktan bile aldığı haz müthişti?. ?New York Seyir Defteri?nin ilk dört baskısı Remzi kitabevince yayınlanmıştır ve 1999 yılında yaptığı geziden aktardıkları da vardır. Bu aktarımlar 2002 Eylül ayında Everest Yayınları?ndan yapılan beşinci baskıda da yer almakta ama bir tek farkla; dünya için yeni bir miladın başladığı söylenen 11 Eylül olayından sonraki izlenimlerle birlikte? 11 Eylül olayından sonra New York?ta daha havalimanındayken güvenlik önlemlerinin yoğunluğu hissedilir. Yazarın gözüne çarpan değişiklikler, aklınıza gelebilecek her yerde Amerikan bayrağının olması ve metroda daima kitap okuyan insanların elinde pembe dizi veya best seller?leri yerine Noam Chomski ile onun öğrencisi Naomi Klein?in kitaplarının yer alması. Buket Uzuner, 26 Mayıs Pazar günü East Village 2. Cadde ile 8. Sokak köşesindeki Türk-Amerikalılar?ın işlettiği kültür merkezi St. Marx?s Cafe?de bir grup Amerikalı ile Türk-Amerikalı?ya yaptığı konuşmasına ?Terör nereden gelirse gelsin lanetlemeliyiz, yoksa bumerang gibi bir gün bize dönecektir? diye başlar. ?Kitabın bundan önceki baskılarında bir anlamda New York?un farklı ruh hallerini yansıtan bu insanların görünen bu yüzlerinde, 11 Eylül sonrasında ancak dikkatle bakanın fark edeceği değişiklikler oluşmuştu. Endişe, güvensizlik kadar yiten saflık ve huzur da insanların beden çizgilerine sinmişti. Yeniden buluştuğum bütün New Yorklular bana mutlaka kendi 11 Eylül?lerini anlatma gereksinimiyle yanıp tutuşuyorlardı? der Buket Uzuner kitabının xvii. sayfasında da ve bir kent olarak New Yok?taki değişimleri kitabının diğer sayfalarında anlatır. Her şeye rağmen burada korku ve paranoya görünmez, New Yorklular gündelik yaşamlarına devam ederler. ?Dostum İstanbul, eski kocam Paris, sevgilim New York?, evet böyle diyor yazarımız. New York, tutkulu, risk alabilen, hoyrat ama romantik sevgili. ?Her buluşmada yeni bir sürprizi olan, kendini yenilemeyi bilen, biraz Akdenizli, biraz Asyalı, biraz Latin çokça Anglosakson bir yeni dünya insanı? diye yazarın tasvir ettiği New York, herkesin yabancı olduğu, A.B.D?nin hiçbir şehrine benzemeyen adeta bağımsız bir devlettir. Ve sesleri farklı olsa da İstanbul?la da benzer noktaları vardır; ikisi de 24 saat uyanık, kültür-sanat olaylarıyla dolu, haşaratları eksik olmayan, pahalı ama hem zengin hem de yoksulla var olan, malın gözü kentler? 21. yüzyılın başkenti olan New York?ta başarılı olmak için, başarma hırsı, yaratıcılık heyecanı ve direnci gerekir. Buket Uzuner?in kitabını okuduğumda kendisinin ne kadar dost canlısı bir kişi olduğuna tanık oldum. Televizyon programlarında kendisini izlediğimde de tavırları ve fikirleriyle böyle düşünürdüm ama bu gezi kitabında edindiği kalıcı dostlukları okuyunca, bir kenti mekânlarından da fazla her yaştan ve konumdan insanlarıyla tanıdığını fark ettim. Bu insanlar arasında en yakın arkadaşı, tiyatro yazarı ve roman edebiyat profesörü Shelly ile Arjantin?in tanınmış sanatçısı olan kocası Alejandro, asıl adı Yannis olan lokanta sahibi Jim, güvenlik görevlisi Gloria, posta memuru Donny, avukat Carol, apartman kapıcısı Connie, felsefe profesörü Monica, temizlikçilik yapan Nair, ücretsiz çevirmenliğiyle editörlüğünü üstlenen Jane, gönüllü kültür elçimiz Güngör, astrolog-danışmanlık işiyle uğraşan Darcy ve eminim daha da birçok kişi vardır. Buket Uzuner?in tüm bu kişilerle olan arkadaşlığı, dostluğu, iletişimi kitabının en güzel rengi. Kitabın 85. sayfasında, yazarın 1999 yılındaki New York Günlüğü başlar. Kışa kolay teslim olmayan ve çetin kışlar geçiren New York, Manhattan?ında farklı bir atmosferi yaşatır. Evet Manhattan?ın Roosevelt Adası?nda küçük Amerikan kasabalarındaki gibi bir mahallelik ruhu vardır. Adanın bir bölümünde Birleşmiş Milletler?de çalışan diplomatlar ve aileleri yaşadığından turist rehberlerince ?diplomatlar adası? olarak adlandırılır. Ama bir de New York?un karanlık diğer yüzü vardır. Kendra Webdale?in düşlerinin kenti olan New York?a geldikten sonra hiç tanımadığı bir kişi tarafından nedensizce tren altına itilerek öldürülmesi gibi? Başka bir açıdan, Buket Uzuner aracılığıyla Paul Auster ?Türk okuruna selam söyleyin!? diyor ve New York Times?ın Amerikalı Muhabiri?nin ?İstanbul Günlüğü? Amerikalılar için Türkiye adına yeni kapılar açıyor. Kitabın 143. sayfasında yeni bir bölüm ?New York Mekân Portreleri? çıkıyor karşınıza. Egzotik rengi, kokusu ve lezzet cümbüşüyle Çin Mahallesi; büyük müzikalleri, parıltılı tiyatrolarıyla Broadway Caddesi ve tiyatro ile müzikallerinin yanı sıra turistik dükkanları ve farklı yüzüyle Times Meydanı; dünyada ilk kez çelik halat kullanılarak yapılan, araçların yanı sıra yaya yolu da olan New York?un sembollerinden biri Brooklyn Köprüsü? Kitap 159. sayfasındaki ?New York Öznel Gezi Rehberi? adlı bölümüyle devam ediyor. Buket Uzuner burada iki önemli noktaya değiniyor. Bu önemli noktaları kitaptan alıntılarla aktaralım: ?Bu bölümü okumadan önce New York Şehrinden her söz edişimde bu şehri oluşturan 5 adadan (Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx ve Staten Island) yalnızca Manhattan adasını işaret ettiğimi ve bu coğrafyada gezeceğiniz hemen her yerde (bazen açık havada bile) sigara içmenin yasak olduğunu aklınızda tutmanızı önereceğim. Bu ikisi önemli bilgidir. Birincisi, New Yorklular ?going to the city? dediklerinde orada şehir diye bahsettikleri yer, yalnızca Manhattan?dır. İkincisi, sigara tiryakisiyseniz, dumansız lokanta, bar ve kafeleriyle New York canınızı sıkacaktır. Ama zaten sigara içmeyen biriyseniz, bu şehir size bir cennet gibi gelecektir.? Ayrıca yazarın diğer bir tavsiyesi de herhangi bir metro istasyonundan ücretsiz olarak verilen, çok işinize yarayacak Manhattan metro haritasını almanız. Ve kitabın en güzel bölümlerinden olan, yazarın New York?u gezmek isteyenler için özenle hazırlamış olduğu Buketçe New York haritasına bakalım. Evet bu kitabın en güzel bölümlerinden çünkü; özellikle de her yerde yazarın ?Yol?, ?Tehlikesi?, ?Gezi Notu? bölümleriyle, New York?u gezmenizi çok kolaylaştıracak, her vaktinizin planlı, dolu dolu geçmenizi sağlayacak. Haritada geçenleri isimleriyle değil bölüm olarak verdim. Gezilecek ya da yaşanacak yer New York olunca çok mekân ve yapı çıkıyor karşınıza. Bu bölümler: parklar, limanlar, sokaklar, mahalleler, binalar, meydanlar, köprüler, müzelerdir. Bu arada çocuklar! Evet çocuklara özel bir New York da anlatılıyor kitapta. Tekrar söyleyeceğim ama yazarın o kadar samimi bir anlatımı var ki, kitabını okuduğunuzda kendinizi de o candan dostlarından biri olarak görüyorsunuz. Buket Uzuner?in ilgi ve keyifli okuduğum ?New York Seyir Defteri? adlı kitabını, New York?un yanı sıra bana göre önemli bir mesaj veren 15. sayfasındaki son paragrafla noktalamak istedim. Başka yerleri, gezi kitaplarından tanımak üzere görüşmek dileğiyle! ?Benim oyum, gerektiği veya istendiğinde gidebilmekten yana oldu şimdiye kadar. Bu nedenle ben, ?Şehir? şiirini ?Bir Şehre Gidebilmek? olarak algılayıp yaşayanlardanım. Yaşam, bütün haksızlık, bütün keder ve düş kırıklarına rağmen ayağa kalkıp yeniden yola koyulabilmek, yaşam, bir şehre gidebilmektir! New York Şehri?ne bir yıllık bir yolculuk yapma kararı da böyle alındı. Yolculuk başladı ve bu kez New York Şehri?ne gidildi.??Günlerden bir gün İstanbul ve Paris?in üzerine bir gül kokladım. Adı New York?tu. Yıllar boyu ona gittim geldim, hem dışında kalarak onu seyrettim, hem de içinde yaşayarak onunla beraber seyir ettim? diyor Buket Uzuner ?New York Seyir Defteri? adlı kitabının ilk paragrafında. Kendisi, birçok kere gittiği New York?u bir gezi kitabı olarak okura sunarken, 11 Eylül olayından sonra bu kente gitmekten kaçınmış. Ama kısa süre sonra dayanamayarak bir edebiyat davetini bahane edip çok sevdiği kentler arasında yer alan New York?a tekrar gitmiş.