Bir MIT'çinin Portresi

Kapitalist anarşinin boy verdiği, her türlü ilerici-devrimci sesin susturmak istendiği bir ülkede Mehmet Eymür, adeta "dkonulmayana adam" kimliğindeydi...
Emperyalist hegemonların çokyönlü kuşatmasında, "alt emperyalist" taşeronluğa soyunana geri bir sosyo ekonomik yapıda, ününü kendi halkına karşı mücalesiyle yapmış, bir devlet görevlisi...
Bu kitapta anlatılan kişinin kimliğinin kendi başına hiç bir anlamı yok; bu; Ağar da, Eken de, Şahin de olabilir. Onun seçilmesinin nedeni Mehmet Eymür'ün bu ülkedeki sosyal çürümenin anlaşılmasında bir temsil kabiliyeti olması olgusudur. Bütün kirli işlere adı karışmış, bütün karanlık cinayetlerde adı geçiyor; bulunduğu halde, emperyazlizmin en karanlık örgütleri CIA ve MOOSAD ile çok yakın ilişkileriçinde.
Bir istihbarat örgütü görevlisi düşünün ki, başı her sıkıştığında gidip bir başka ülkenin korumasına sığınıyor. O, şu zamanalrda cehennemeçevirdikleri bu acılı ülkenin hapishanesinde, nezarethanesinde yatmamak için köşe bucak kaçıyor, kaçırılıyor, kokuyor ve korku salıyor.
Yazarlar Talat Turhan ve Orhan Gökdemir, bu çalışmalarında; 12 Mart işkencehanelerinde bu ülkenin devrimci ve yurtsever kadrolarına işkence yapmakla başlayan bir devletsel - kişisel tarihin son 30 yıldaki izlerini sürüyor. Bu üç on yıllık devletsel -kişisel macerada Türkiye'deki yönetim aygıtının ve özellikle bağlı olduğu sistemin çürümesinin seyrinide göreceksiniz. Ve bu hikayede asla bir erdem kırıntısı bulamayacaksınız; çünkü, Fransız Burjuva Devrimi'nin ürürünü olan Napolyon'un ünlü polis müdürü Fouche'yi vareden koşullar kalktığından bu yana hain olmak için artık yetenek gerekmiyor.

Mehmet Eymür Ziverbey'den Susurluk'a Bir MİT'çinin Portresi
Orhan Gökdemir, Talat Turhan
Sorun Yayıncılık
Ebati: 15.5 x 23,5 cm.
304 sayfa.
ISBN No: 9754310904