Elif ile Mahmut

HALK HİKAYELERİ YENİDEN HAYAT BULUYOR...

Bir gün, kitaplar arasından "Elif ile Yaralı Mahmut"u seçtim.
Birbirine yapışmış gözkapaklarını güçlükle kaldırarak, "Güzel bir hikâyedir bu," dedi, "onu dün gece ben de okudum, öyle hoştu ki, bitirmeden uyuyamadım."

Yakın zamana kadar, akşamları köy
odalarında anlatılan halk hikayeleri, çağdaş bir yorum ve dille, ülkemizin tanınmış yazarlarınca yeniden kaleme alındı. Halk Hikayeleri adı verilen bu dizide, okur düşlerinin kapılarını aralamakla kalmıyor; sevinciyle, hüznüyle geçmişin duygu dünyasında da dolaşıyor.

Dizinin ilk kitabı Elif ile Mahmut, iki sevdalının başından geçen, Doğu Anadolu'nun uçsuz bucaksız köylerinde bile anlatılan bir hikaye. Üstelik Adnan Binyazar'ın kaleminden ve sonu iyi biten hikayelerden.
Bu yüzden de ne Kerem ile Aslı'nın hikayesine, ne de Ferhat ile Şirin'in hikayesine benziyor.

Yine dağlar aştılar, ırmaklar geçtiler, ovalarda at koşturdular, sonunda Gence uzaktan göründü. Kentin ortasındaki büyük yapı Elif'in sarayı olmalıydı. Mahmut'un kalbi sevinçten kuş olmuş uçuyordu. Kafası sorudan soruya atlıyordu: Elif'le nasıl karşılaşacaktı? Kız onu tanıyacak mıydı? "Sen kimin neyisin?" deyip kapıdan kovarsa ne yapardı?..

Anlatı geleneğinin yaygın olduğu Azerbaycan'dan Anadolu'ya kadar da yayılmış Elif ile Mahmut hikayesi. İnsanlar sevdaları uğruna her şeyi göze alırlar bu hikayede. Ayrıca, olaylar boyunca insan, kafasını ve becerilerini kullanarak her engeli aşıyor, kendini her darlıktan kurtarıyor.
(104 Sayfa)
www.turkkitabevi.org