Hasan Ali Toptaş Seti
(6 Kitap Birarada)
Hasan Ali Toptaş
Ödüllü yazar Hasan Ali Toptaş'ın 6 kitaplık seti evinize geliyor!.. Sedat Simavi Ödülü kazanan "Heba" romanı da setimizde!..
6 Kitap birarada 59,30 Euro yerine şimdi 44,90 Euro!..
SETIMIZDEKI ESERLER:
1) Kuşlar Yasına Gider :
Pırıl pırıl ışıyan Türkçesiyle Hasan Ali Toptaş,
Kuşlar Yasına Gider’de romancılığına yeni bir boyut katıyor: anlatmıyor, söylemiyor; nefeslendiriyor.
Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini,
eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden
günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor.
“Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır” sözü yankılanıyor kulaklarımızda.
Kuşlar Yasına Gider; atların koşması kadar doğal, kaleme iç çektirecek kadar merhametli bir roman.
“Toptaş’a yazarlık âdeta bahşedilmiştir.” ANDREW RIEMER, Sydney Morning Herald
“Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü.”
2) Ölü Zaman Gezginleri :
Çürümüş evlilikler, elleri karanlıkta kalan çocuklar, eşyanın saltanatı, canlı olmanın aczi. Kıstırılmışlığın buruk resimleri. Peki, zaman hep geleceğe mi akar? Portakal yanaklı kadın da kim? Şeker diye, çaylara atılan bir çift balkon. Tanklar. Bir kızın ellerinden ellerini uzatır da kimi zaman, bize dokunur zaman.
Ya Fuentes, Koca Gringo’yu sınırın öteki yanında yazdıysa?
Ölü Zaman Gezginleri, öykü sanatının geldiği noktayı merak edenler için nefis bir şölen.
“Yüzyılın son çeyreğindeki Türk edebiyatının birkaç kilometre taşından biri Hasan Ali Toptaş. O bir kurgu-dil sanatçısı;
ödün vermez bir biçim ustası; yirminci yüzyıl edebiyatının vardığı çizginin en uç noktası.”
YILDIZ ECEVİT
“Tren yolculuğunu severim ben,” dedi ağzından saçılan dumanların arkasından.
Gitmek fiilinin altını çift çizgiyle en güzel trenler çizebilirmiş ona göre. Otobüs koltuğunda Ramses gibi kıpırdamadan oturanlara, yolculuk ediyor denemezmiş doğrusu. Sonra, trenler her zaman bir sır taşıma olasılığı taşırlarmış.
3) Bin Hüzünlü Haz :
Beni en çok suçtan arınmışlığım tedirgin ediyor,” giriş cümlesi hafızalara kazınan Bin Hüzünlü Haz, Hasan Ali Toptaş’ın çağdaş dünya edebiyatının en çetin kalemlerinden biri olduğunu gösteriyor. Çetin ve lezzetli kalemiyle, hikâye sanatının dünya tarihini yazıyor adeta.
Şehrazat’tan Don Kişot’a, bir garip Alaaddin’in peşine düşülen bu yolculukta, duyulmayan, kaybolan kelimeler de bitmeyen zamanların sesi gibi metne dâhil oluyor.
“. . . henüz Alaaddin’in yokluğunu kaybetmeyi göze alamıyorum. Elimde, o yokluktan başka hiçbir şey yok çünkü...”
Bin Hüzünlü Haz; Toptaş’ın hikâye sanatıyla, Alaaddin’le yüzleşmesinin romanı...
“... bir büyük bilinçtir Bin Hüzünlü Haz, çağcıl bir İlahi Komedya’dır. Sıradışı bir yazarla karşı karşıyadır Türk edebiyatı. Hasan Ali Toptaş, geleceğin Türk edebiyatına damgasını vuracak birkaç yazardan biridir.” Yıldız Ecevit
4) Geçmiş Şimdi Gelecek :
Hasan Ali Toptaş okurlarının uzun yıllardır arayıp da bulamadığı
iki öykü kitabı vardır: Bir Gülüşün Kimliği ve Yoklar Fısıltısı.
Otuz yıl sonra, Ölü Zaman Gezginleri’nde yer almayan bu öyküler, yeniden okurlarıyla buluşuyor. Toptaş’ın, acemiliğin A’sındayken kaleme aldığı öyküleri, “HAT yazısı”nın kökenlerine inmemiz, yolun ufkunu sezmemiz için bulunmaz nimetler...
“Varlığının bilincine varılsın ya da varılmasın, her insanın içinde bir orkestra vardır, diye düşünürüm ben. Vardır var olmasına da; kimisi şefini bulamadığı için insan ömrü boyunca bir tek nota çalamaz, kimisi de ilkel çalgılardan oluştuğu için insanı alıp bir yerlere götüremez.”
“İçimdeki Orkestra”, Bir Gülüşün Kimliği
“Yaşadıkları kadar düşünüyorlardı artık ve tanrı hızla mevsim resimleri çiziyordu dışarıda; insanları her tabloda kullanıyor, yüzleri ancak kendisinin okuyabileceği çizgilerle dolduruyordu.”
“Ak Saçlı Çılgındılar”, Yoklar Fısıltısı
5) Heba:
Heba bir çocukluk hatası gibi unutulan insanlığımızın, vicdan denen anahtarın, bir sınır boyunda gizlenenlerin, bir ömrü minnetle kaybedenlerin romanı.
Heba; delinmiş bir uykunun ve onu bulanların hikâyesi...
“Heba muhteşem ve merak uyandırıcı bir roman.
Sanki dünyanın hiç bilmediğim bir yerine götürdü beni ve aslında her şeyin tanıdık olduğunu gösterdi — aşk her yerde aşk,
dost her yerde dost, ihanet her yerde ihanet.”
NADEEM ASLAM
“Sıradışı bir hikâye. Tuhaf, rahatsız edici ve romanın güzergâhını zorlayıcı.”
PIALI ROY, Toronto Star
“... insanız yahu, kaybetmeye de ihtiyacımız var arkadaş, oturalım oturduğumuz yerde diyebilirdi mesela; ne var ki bunu yapamadı. Biçare çocuk, onun soluğunu kendi soluğu sanıyor şimdi; dilinde Nefise türküsüyle ortalıkta serseri mayın gibi gezinip duruyor. Farkında olmadan kaybetmenin tadını keşfetti de onu mu uzatıyor hergele bilmiyorum ki...”
6) Kayıp Hayaller Kitabı :
“...bir yandan da kasaba kırtasiyecilerinden satın alınmış ucuz bir dolmakalemle oturup gecenin bu vaktinde acaba kim yazıyor beni, dedim; sonra bir yandan o vadinin ıslaklığına olanca yalnızlığım, hasretim ve diriliğimle gömülürken bir yandan da, hem kocaman bir bardakla çayını yudumlayıp hem de sigarasını tüttürerek acaba müsveddelerimi kim daktiloya çekiyor şimdi, beni kim diziyor satır satır, ya da çoktan dizilip basıldım da şu anda hangi okurun gözünde tekrar yazılıyorum, dedim...”
Hasan Ali Toptaş’ın bazı eserlerinde karşımıza defaatle çıkan Sinemacı Şerif’in “jeneratöründen yükselen pat pat sesleri”yle açılan Kayıp Hayaller Kitabı, kasaba yaşamının kışkırtıcı ve büyülü, asâ tıkırtılarıyla hareketlenen dünyasından sinemanın hayal âlemine kaçan çocukların hikâyesi. Toptaş, kasaba yaşamını baştan sona düpedüz “dönüştürüyor” ve sonra usulca tekrar yerine bırakıveriyor. Üstelik sinemanın; yaşamı, hayal gücümüzü nasıl da dönüştürdüğünü ve bu gücünü edebiyatımızda nadiren karşılaştığımız bir yetkinlikte ortaya koyuyor.
“Hasan Ali Toptaş XXI. yüzyılı görebilen ender kalemşorlardandır. Öyküleri, romanları, denemeleri ortadadır. Başarısını da melekesine, sezgisine,
eski zaman kâhinlerine has o içrek görüsüne borçludur.”
Hüseyin Ferhad, Şark Belleği
6 Kitap birarada 59,30 Euro yerine şimdi 44,90 Euro!..
SETIMIZDEKI ESERLER:
1) Kuşlar Yasına Gider :
Pırıl pırıl ışıyan Türkçesiyle Hasan Ali Toptaş,
Kuşlar Yasına Gider’de romancılığına yeni bir boyut katıyor: anlatmıyor, söylemiyor; nefeslendiriyor.
Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini,
eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden
günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor.
“Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır” sözü yankılanıyor kulaklarımızda.
Kuşlar Yasına Gider; atların koşması kadar doğal, kaleme iç çektirecek kadar merhametli bir roman.
“Toptaş’a yazarlık âdeta bahşedilmiştir.” ANDREW RIEMER, Sydney Morning Herald
“Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü.”
2) Ölü Zaman Gezginleri :
Çürümüş evlilikler, elleri karanlıkta kalan çocuklar, eşyanın saltanatı, canlı olmanın aczi. Kıstırılmışlığın buruk resimleri. Peki, zaman hep geleceğe mi akar? Portakal yanaklı kadın da kim? Şeker diye, çaylara atılan bir çift balkon. Tanklar. Bir kızın ellerinden ellerini uzatır da kimi zaman, bize dokunur zaman.
Ya Fuentes, Koca Gringo’yu sınırın öteki yanında yazdıysa?
Ölü Zaman Gezginleri, öykü sanatının geldiği noktayı merak edenler için nefis bir şölen.
“Yüzyılın son çeyreğindeki Türk edebiyatının birkaç kilometre taşından biri Hasan Ali Toptaş. O bir kurgu-dil sanatçısı;
ödün vermez bir biçim ustası; yirminci yüzyıl edebiyatının vardığı çizginin en uç noktası.”
YILDIZ ECEVİT
“Tren yolculuğunu severim ben,” dedi ağzından saçılan dumanların arkasından.
Gitmek fiilinin altını çift çizgiyle en güzel trenler çizebilirmiş ona göre. Otobüs koltuğunda Ramses gibi kıpırdamadan oturanlara, yolculuk ediyor denemezmiş doğrusu. Sonra, trenler her zaman bir sır taşıma olasılığı taşırlarmış.
3) Bin Hüzünlü Haz :
Beni en çok suçtan arınmışlığım tedirgin ediyor,” giriş cümlesi hafızalara kazınan Bin Hüzünlü Haz, Hasan Ali Toptaş’ın çağdaş dünya edebiyatının en çetin kalemlerinden biri olduğunu gösteriyor. Çetin ve lezzetli kalemiyle, hikâye sanatının dünya tarihini yazıyor adeta.
Şehrazat’tan Don Kişot’a, bir garip Alaaddin’in peşine düşülen bu yolculukta, duyulmayan, kaybolan kelimeler de bitmeyen zamanların sesi gibi metne dâhil oluyor.
“. . . henüz Alaaddin’in yokluğunu kaybetmeyi göze alamıyorum. Elimde, o yokluktan başka hiçbir şey yok çünkü...”
Bin Hüzünlü Haz; Toptaş’ın hikâye sanatıyla, Alaaddin’le yüzleşmesinin romanı...
“... bir büyük bilinçtir Bin Hüzünlü Haz, çağcıl bir İlahi Komedya’dır. Sıradışı bir yazarla karşı karşıyadır Türk edebiyatı. Hasan Ali Toptaş, geleceğin Türk edebiyatına damgasını vuracak birkaç yazardan biridir.” Yıldız Ecevit
4) Geçmiş Şimdi Gelecek :
Hasan Ali Toptaş okurlarının uzun yıllardır arayıp da bulamadığı
iki öykü kitabı vardır: Bir Gülüşün Kimliği ve Yoklar Fısıltısı.
Otuz yıl sonra, Ölü Zaman Gezginleri’nde yer almayan bu öyküler, yeniden okurlarıyla buluşuyor. Toptaş’ın, acemiliğin A’sındayken kaleme aldığı öyküleri, “HAT yazısı”nın kökenlerine inmemiz, yolun ufkunu sezmemiz için bulunmaz nimetler...
“Varlığının bilincine varılsın ya da varılmasın, her insanın içinde bir orkestra vardır, diye düşünürüm ben. Vardır var olmasına da; kimisi şefini bulamadığı için insan ömrü boyunca bir tek nota çalamaz, kimisi de ilkel çalgılardan oluştuğu için insanı alıp bir yerlere götüremez.”
“İçimdeki Orkestra”, Bir Gülüşün Kimliği
“Yaşadıkları kadar düşünüyorlardı artık ve tanrı hızla mevsim resimleri çiziyordu dışarıda; insanları her tabloda kullanıyor, yüzleri ancak kendisinin okuyabileceği çizgilerle dolduruyordu.”
“Ak Saçlı Çılgındılar”, Yoklar Fısıltısı
5) Heba:
Heba bir çocukluk hatası gibi unutulan insanlığımızın, vicdan denen anahtarın, bir sınır boyunda gizlenenlerin, bir ömrü minnetle kaybedenlerin romanı.
Heba; delinmiş bir uykunun ve onu bulanların hikâyesi...
“Heba muhteşem ve merak uyandırıcı bir roman.
Sanki dünyanın hiç bilmediğim bir yerine götürdü beni ve aslında her şeyin tanıdık olduğunu gösterdi — aşk her yerde aşk,
dost her yerde dost, ihanet her yerde ihanet.”
NADEEM ASLAM
“Sıradışı bir hikâye. Tuhaf, rahatsız edici ve romanın güzergâhını zorlayıcı.”
PIALI ROY, Toronto Star
“... insanız yahu, kaybetmeye de ihtiyacımız var arkadaş, oturalım oturduğumuz yerde diyebilirdi mesela; ne var ki bunu yapamadı. Biçare çocuk, onun soluğunu kendi soluğu sanıyor şimdi; dilinde Nefise türküsüyle ortalıkta serseri mayın gibi gezinip duruyor. Farkında olmadan kaybetmenin tadını keşfetti de onu mu uzatıyor hergele bilmiyorum ki...”
6) Kayıp Hayaller Kitabı :
“...bir yandan da kasaba kırtasiyecilerinden satın alınmış ucuz bir dolmakalemle oturup gecenin bu vaktinde acaba kim yazıyor beni, dedim; sonra bir yandan o vadinin ıslaklığına olanca yalnızlığım, hasretim ve diriliğimle gömülürken bir yandan da, hem kocaman bir bardakla çayını yudumlayıp hem de sigarasını tüttürerek acaba müsveddelerimi kim daktiloya çekiyor şimdi, beni kim diziyor satır satır, ya da çoktan dizilip basıldım da şu anda hangi okurun gözünde tekrar yazılıyorum, dedim...”
Hasan Ali Toptaş’ın bazı eserlerinde karşımıza defaatle çıkan Sinemacı Şerif’in “jeneratöründen yükselen pat pat sesleri”yle açılan Kayıp Hayaller Kitabı, kasaba yaşamının kışkırtıcı ve büyülü, asâ tıkırtılarıyla hareketlenen dünyasından sinemanın hayal âlemine kaçan çocukların hikâyesi. Toptaş, kasaba yaşamını baştan sona düpedüz “dönüştürüyor” ve sonra usulca tekrar yerine bırakıveriyor. Üstelik sinemanın; yaşamı, hayal gücümüzü nasıl da dönüştürdüğünü ve bu gücünü edebiyatımızda nadiren karşılaştığımız bir yetkinlikte ortaya koyuyor.
“Hasan Ali Toptaş XXI. yüzyılı görebilen ender kalemşorlardandır. Öyküleri, romanları, denemeleri ortadadır. Başarısını da melekesine, sezgisine,
eski zaman kâhinlerine has o içrek görüsüne borçludur.”
Hüseyin Ferhad, Şark Belleği
Yazar: Hasan Ali Toptaş
Yayın evi: Everest
44,90 €
25 % daha ucuz
Yazar:
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
Değerlendirme
Yorum bulunmamaktadır: Yorum yazınız!