Tuncay Terzihanesi
Sunay Akın
İlkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak.olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu...
Gece geç dönüyordu evine. Avluya açılan kapı bir şato kapısından farksızdı. Çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu...
Yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya ek sarhoşun geçmesini bekliyordu...
Zaman makinesi icat edilse ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim.
Beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir: "Abi, ben terzi çırağıyım. Ustam işten geç bıraktı... Gücüm yetmiyor...
Şu kapının mandalını açsana!.."
Gülümserdim... Saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır!..
Açardım kapıyı. O da "Sağ ol abi" der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden.. Ben de derdim ki ardından:
"Sen sağ ol baba!.. Hayatta bana açtığın tüm kapılar için asıl sen sağ ol!.."
(183 Sayfa / Tuncay Terzihanesi / Sunay Akın / Cinar Yayinlari / www.turkkitap.de / Türk Kitabevi Tel: 0049 69 25 05 06 )
Gece geç dönüyordu evine. Avluya açılan kapı bir şato kapısından farksızdı. Çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu...
Yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya ek sarhoşun geçmesini bekliyordu...
Zaman makinesi icat edilse ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim.
Beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir: "Abi, ben terzi çırağıyım. Ustam işten geç bıraktı... Gücüm yetmiyor...
Şu kapının mandalını açsana!.."
Gülümserdim... Saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır!..
Açardım kapıyı. O da "Sağ ol abi" der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden.. Ben de derdim ki ardından:
"Sen sağ ol baba!.. Hayatta bana açtığın tüm kapılar için asıl sen sağ ol!.."
(183 Sayfa / Tuncay Terzihanesi / Sunay Akın / Cinar Yayinlari / www.turkkitap.de / Türk Kitabevi Tel: 0049 69 25 05 06 )
Yazar: Sunay Akın
Yayın evi: Cinar Yayinlari
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 19-03-2021
Yazar: Pınar Tınaztepe Kaya
"Ölçü iyice alınmıştır!.. Bordo renkli ceket tamamlanır sonunda. Üç tane düğmesi vardır bordo ceketin… İşte ben, o ceketin ortanca düğmesiyim!" Yukarıdaki bu etkileyici cümleler, Sunay Akın’ın “Tuncay Terzihanesi” isimli kitabına ait. Sunay Akın’ın babası, Tuncay Akın’ın terzihanesinde bu kitabın serüvenine başlıyorsunuz; fakat serüven bu terzihanede devam etmiyor. Her sayfada bilgi dolu başka bir serüven bulunmakta; bazen duygusal, bazen sizi gülümseten… Sayfaları çevirdikçe ve okunacak yapraklar azaldıkça bitmesini istemediğim bir baş ucu kitabı. Her biri, hayal ürününün aksine yaşanmış ve gerçek hikayelerdir. Toplamda 46 tane hikayeden oluşmaktadır.
Çoğunluğu toplumumuzun kanayan yarasına, toplumumuzda eksik olan noktalara, aynı zamanda toplumumuzun dengesizliğine de parmak basan, üzerinde düşünmemiz gereken noktalara dikkat çeken, bilgilendirici, etkileyici ve ince detaylarla dopdolu bir kitap. Sunay Akın’ın bilgi birikimi, akıcı ve şairane uslubu ile de birleşince çok güzel bir kitap çıkmış ortaya. Kesinlikle, zevkle okunan bir kitaptır. Kitabı okurken sanki Sunay Akın karşımda… Eşsiz anlatımıyla kitabı okur gibi değil de sanki Sunay Akın bana kitaptaki hikayeleri anlatıyor gibiydi. Zevkle okunan ve anlaşılır bir kitap. Kitapta yüreğime en çok dokunan ve unutamadığım hikayelerinden birisi “Kız Kulesi’ndeki Babaanne”, “Kitapsızlığın Sızısı” ve “Rafta Devrilen İki Kitap” isimli hikayeleridir. İnsanın kaleminden çıkan sözcükler ile yüreği arasında bir bağ vardır. Sunay Akın, bu bağı hiç şüphesiz ki; çok iyi kullanan, okuyucusuna bunu da çok iyi aktaran, ülkemizin değerli yüzlerinden birisidir. Bu kitap, tarihin unutulmuş ve tavan arasında kalıp tozlanmış noktalarına değiniyor. Kesinlikle ve kesinlikle okunması gereken ve size çok şey katacak bir kitap. Kütüphanenizde mutlaka bulundurmalısınız.
Çoğunluğu toplumumuzun kanayan yarasına, toplumumuzda eksik olan noktalara, aynı zamanda toplumumuzun dengesizliğine de parmak basan, üzerinde düşünmemiz gereken noktalara dikkat çeken, bilgilendirici, etkileyici ve ince detaylarla dopdolu bir kitap. Sunay Akın’ın bilgi birikimi, akıcı ve şairane uslubu ile de birleşince çok güzel bir kitap çıkmış ortaya. Kesinlikle, zevkle okunan bir kitaptır. Kitabı okurken sanki Sunay Akın karşımda… Eşsiz anlatımıyla kitabı okur gibi değil de sanki Sunay Akın bana kitaptaki hikayeleri anlatıyor gibiydi. Zevkle okunan ve anlaşılır bir kitap. Kitapta yüreğime en çok dokunan ve unutamadığım hikayelerinden birisi “Kız Kulesi’ndeki Babaanne”, “Kitapsızlığın Sızısı” ve “Rafta Devrilen İki Kitap” isimli hikayeleridir. İnsanın kaleminden çıkan sözcükler ile yüreği arasında bir bağ vardır. Sunay Akın, bu bağı hiç şüphesiz ki; çok iyi kullanan, okuyucusuna bunu da çok iyi aktaran, ülkemizin değerli yüzlerinden birisidir. Bu kitap, tarihin unutulmuş ve tavan arasında kalıp tozlanmış noktalarına değiniyor. Kesinlikle ve kesinlikle okunması gereken ve size çok şey katacak bir kitap. Kütüphanenizde mutlaka bulundurmalısınız.
 
Eklenildiği tarih: 14-11-2007
Yazar: bahri
iyreç bir kitap ben kitabı hiç begen medim kitabın kapagı iyren ol muş ben olsay dım böyle bir kapak yapmazdım tek kelimeyle iyren bır kitap