"Biliyorum, bu romanda anlatılanların hiçbir gerçeklikte olamaz, olmamıştır, olmayacaktır. Ama onlar hep olsun isteriz, bütün ömrümüz boyunca dinmez bu istek. Boş hayal, yalan, aldatmaca, beyin yıkama.. ne derseniz deyin, sürüp gider mutlu bir aşka özlem."
Selim İleri


Ömer, tüm servetlerini petrol araştırmaları uğruna, sıfırı tüketene, oturdukları eve haciz gelecek dereceye kadar harcayan kardeşinin sebep olduğu ani yoksullaşmadan ailesini kurtarma yüküyle karşı karşıya kalır. Ya, zengin bir kadınla evlenecek ve hem aile şereflerini kurtaracak hem de kardeşinin petrol araştırma işini sürdürmesine devam etmesini sağlayacak ya da Gelgeç ailesi olarak hep birlikte batacaklardır. İlk evliliğinden olan eşi Nüveyre’yi ölümün pençesine bırakan Ömer, önerilen "hayırlı kısmet" için "Bıçağı boğazıma dayıyorsunuz yani" der.
Muazzez Tahsin Berkand’ın filme alınan "Küçük Hanımefendi" romanı, bir "mantık izdivacı"nın nasıl tutkulu bir aşka dönüşebileceğini göstermesi bakımından güzel bir örnektir. Daha sonra aynı adla filme de alınan ve baş rollerinde Ayhan Işık ile Belgin Doruk’un oynadığı "Küçük Hanımefendi", öylesine ilgi çeker ki, filmin devamı çekilir. "Küçük Hanımefendi", günümüz okuru için "aile servetini petrol araştırmaları için tüketen evlat" gibi nedenlerle günümüz açısından "fantastik" sayılabilir. Ama roman, bugüne gelirken nelerden vazgeçtiğimizi görmek bakımından da ilginçtir.