Tahran Melekleri
Rabia özden Kazan
İran..
Renklerin gizlice buluştuğu ülke..
Güzel halılar, Şah zamanından kalma görkemli saraylar İslam'ın bambaşka yaşandığı topraklar..Bir yanda Şia'nın keskin kılıcı, bir yanda yasak olmasına rağmen uydudan dünyaya açılan insanlar..
Ya Tahran'ın melekleri kadınlar..
Hüzünlü, iri ve güzel gözleriyle evlerinin kraliçesi, iki arada kalmış bir kadınlık..
İş hayatında yer edinmiş kadınların rejime saygıdan başını örttükleri, genç kızların ise ruhlarının zorbalık karşısında ürettiği savunma yöntemleriyle çelişkili bir dünya İran.
Bahar, İran'daki genç kızlardan biri, kendine dayatılanları kabul etmek istemiyor, tek istediği saçlarını sade bir şekilde arkadan toplayıp güneşi arkasına alarak çınar ağaçlarıyla bezenmiş Tahran yollarında, ayıplayan gözleri görmeden yürümek, sadece bir insan olduğunu hissetmek. İki günlük bile kıyılabilen nikahlarla zina'nın yok olduğu bir ülkede kadın olabilmek...İslam örtüyü kimin rızası için istiyor?
Rejime saygıdan baş örtmek, kimin rızası? Ya zorla örtünmek...
Kendi seçimlerini yaşayamayan bir ülkede özgürlüklerine hiçbir zaman kavuşamayacaklarını bilen Tahran halkı düzene karşı gizli bir savaş başlatıp İslam'dan uzaklaşıyorlar. Taşlanmayı göze alarak kendilerine gizli bir bahçe kuruyorlar, uydudan izledikleri Amerikan filmlerine özenen, İslam'da soluklanmayan bir bahçe...
Gazeteci-yazar Rabia Özden Kazan'ın Dubai Havaalanı'nda Samir Ammari ile tanışmasıyla başlayan İran serüveni 2006 yılının Ramazan ayında gidişiyle zirveye tırmanıyor. İran'dan kız kardeşine gün gün yazdığı notların ışığında soluk soluğa geçen macerası, gözlerimizin önüne belki de bildiğimiz ama gizli saklılığın ardına saklanan bir dünyayı sunuyor.
(Arka Kapak)
198 Sayfa
Renklerin gizlice buluştuğu ülke..
Güzel halılar, Şah zamanından kalma görkemli saraylar İslam'ın bambaşka yaşandığı topraklar..Bir yanda Şia'nın keskin kılıcı, bir yanda yasak olmasına rağmen uydudan dünyaya açılan insanlar..
Ya Tahran'ın melekleri kadınlar..
Hüzünlü, iri ve güzel gözleriyle evlerinin kraliçesi, iki arada kalmış bir kadınlık..
İş hayatında yer edinmiş kadınların rejime saygıdan başını örttükleri, genç kızların ise ruhlarının zorbalık karşısında ürettiği savunma yöntemleriyle çelişkili bir dünya İran.
Bahar, İran'daki genç kızlardan biri, kendine dayatılanları kabul etmek istemiyor, tek istediği saçlarını sade bir şekilde arkadan toplayıp güneşi arkasına alarak çınar ağaçlarıyla bezenmiş Tahran yollarında, ayıplayan gözleri görmeden yürümek, sadece bir insan olduğunu hissetmek. İki günlük bile kıyılabilen nikahlarla zina'nın yok olduğu bir ülkede kadın olabilmek...İslam örtüyü kimin rızası için istiyor?
Rejime saygıdan baş örtmek, kimin rızası? Ya zorla örtünmek...
Kendi seçimlerini yaşayamayan bir ülkede özgürlüklerine hiçbir zaman kavuşamayacaklarını bilen Tahran halkı düzene karşı gizli bir savaş başlatıp İslam'dan uzaklaşıyorlar. Taşlanmayı göze alarak kendilerine gizli bir bahçe kuruyorlar, uydudan izledikleri Amerikan filmlerine özenen, İslam'da soluklanmayan bir bahçe...
Gazeteci-yazar Rabia Özden Kazan'ın Dubai Havaalanı'nda Samir Ammari ile tanışmasıyla başlayan İran serüveni 2006 yılının Ramazan ayında gidişiyle zirveye tırmanıyor. İran'dan kız kardeşine gün gün yazdığı notların ışığında soluk soluğa geçen macerası, gözlerimizin önüne belki de bildiğimiz ama gizli saklılığın ardına saklanan bir dünyayı sunuyor.
(Arka Kapak)
198 Sayfa
Yazar: Rabia özden Kazan
Yayın evi: Bir Harf
Yazar:
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
Değerlendirme
Eklenildiği tarih: 06-07-2008
Yazar: phonix_2007@hotmail.com
rebo sen kim icin calisiyon amacin ne fasoya gitin dahada senini istedigin olmadimi musluman gibi gorunen ne yuzler gordum
rebo daldan dala ucmakla bazi milletleri kend? kus akli kadar kandiramazsin
 
Eklenildiği tarih: 15-06-2008
Yazar: rabia özden kazan
Serra huzurun yazısından
Kitabın tanıtımı için seçtiği noktalara dikkat çekmek istiyorum. İran'ı eleştirmek için ilk seçtiği şey, kendisine bir gecelik beraberlik için 500 dolar teklif edildiği, ve bunun bir günlük imam nikahı kılıfı altında yapıldığı konusu olmuş. Kendisine kötü bir pazarlamacı diyenler halt etmiş. Neyin para edeceğini iyi bilen bir pazarlamacı bu hanım kızımız. Kaldı ki nedense hemen de 20 gün kaldığı bir yerde Rabia'ya böyle bir teklif yapılmış... İran'a giden bir çok kadın tanıyorum başı örtülü ve açık. Onlar daha uzun bir süre kaldıkları halde böyle bir teklif aldıklarını söylemediler. Saklamış olduklarını sanmıyorum.
Bir ülke hakkında kitap yazmak için orda 20 gün kalmak kimi zaman yeterli olabilir. Ama kaçırıldıysan veya olağanüstü başka şeyler yaşadıysan. Ancak "şöyle bir gideyim de 20 gün kalayım, böylece merak edilen ve dikkat çeken bir konuda kitap yazabilirim" diye düşünenlere hiç rastlamamıştım...
Bir taraftan oradaki baskıdan bahsederken bir tarafta dejenere kadın erkek ilişkilerinin rahatça yaşandığına değinmiş kitap ile ilgili konuşmasında. Kitabı merak edenler elbette alacaklar ve okuyacaklar bu yirmi günlük derin tecrübeden elde edilen izlenimleri...
Ama benim okumayı tercih ettiğim yazarlar yıllarca yaşadıkları ülkeleri anlatıyorlar genellikle. Cesaret güzel şey tabi. Kısa yoldan para kazanmak da... Herkesin tercih ettiği yol farklı.
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim bu hanım kızımızın başörtüsü ile veya başörtüsüne rağmen yakaladığı üne hayran kalan ve örnek alabilecek genç kızlarımız için. İslam kadına örtün derken onun dikkat çekmesini engellemek istemiştir. Başörtüsüne rağmen nefsin dikkat çekme arzusunu farklı şekillerde tatmin etmek ile ilgili hükümleri dikkatli araştırmak gerekir ki o örtü ile dolaşmanın zorluğu sayesinde kazanılacak ecir ve mükafat uçup gitmesin.
İslam şöhret hastalığını da tavsiye etmez. Dininde olsun dünyalığında olsun parmak ucu ile gösterilmek, kula kötülük olarak yeter denilmiştir. Şöhret isteğinin kalbi öldürdüğü ve insanı riyaya götürdüğü hadislerde de belirtiliyor. Özel bir becerisi, sanatı ve başarısı ile bu şöhreti elde edenler değil, şöhret sahibi olmak için ne yapacağını şaşıranlar kastediliyor zannediyorum...