Firkat
Bülent Ersoy
Türk Müziği'nin yetiştirdiği en büyük seslerin başında gelen Bülent Ersoy, 1952 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Melahat Pars, Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarı'nı bitiren değerli sanatçı, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Tanrı vergisi sesini hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı buldu.
1971 yılında Saner Plak'tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekâr Muzaffer Özpınar'a ait “Lüzum Lalmadı” ve “Neye Yarar Gelişin” adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikholleri'nde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi ‘Bülent-paye' sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı.
Bülent Ersoy, ‘Müzeyyen Senar Ekolü'nün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi”, “Dert Çekmeye Gidiyorum” gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRT'ye, musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş, klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri giderek; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın Itrî'nin “Tut-î Mucize-I Gûyan”ı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı.
Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılında London Palladium'da ve 1983 yılında Madison Suare Gerdan’da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997'te ise Ümmi Gülsümden sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Moren o’dan sonra Olympia'da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.
Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi'ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonya'da ses laboratuarlarında yapılan testler sonucu ‘yüzde yüz kusursuz' bulundu ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru unvanıyla ödüllendirildi.
Albüm ANADOLU MÜZİK YAPIM tarafından bir arşiv çalışması olarak müzik severler ile buluşturuluyor...
Albümdeki Eserler:
Ömrümüzün Son Demi Ölürsem Yazıktır Gezdiğim Dikenli Aşk Yollarında Kıskanırım Seni Ben Çile Bülbülüm Çile Ayrılmaksa Maksadın İtirazım Var Hastayım Yaşıyorum Solsan da Sararsan Yine Gül Pembe Dehensin Kapıldım Gidiyorum Bahtımın Rüzgarına Sazlar Çalınır Çamlıcanın Bahçelerinde Kalenin Bedenleri Yaktı Beni Gülüm Benim Taksim
1971 yılında Saner Plak'tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekâr Muzaffer Özpınar'a ait “Lüzum Lalmadı” ve “Neye Yarar Gelişin” adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikholleri'nde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi ‘Bülent-paye' sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı.
Bülent Ersoy, ‘Müzeyyen Senar Ekolü'nün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi”, “Dert Çekmeye Gidiyorum” gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRT'ye, musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş, klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri giderek; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın Itrî'nin “Tut-î Mucize-I Gûyan”ı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı.
Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılında London Palladium'da ve 1983 yılında Madison Suare Gerdan’da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997'te ise Ümmi Gülsümden sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Moren o’dan sonra Olympia'da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.
Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi'ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonya'da ses laboratuarlarında yapılan testler sonucu ‘yüzde yüz kusursuz' bulundu ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru unvanıyla ödüllendirildi.
Albüm ANADOLU MÜZİK YAPIM tarafından bir arşiv çalışması olarak müzik severler ile buluşturuluyor...
Albümdeki Eserler:
Ömrümüzün Son Demi Ölürsem Yazıktır Gezdiğim Dikenli Aşk Yollarında Kıskanırım Seni Ben Çile Bülbülüm Çile Ayrılmaksa Maksadın İtirazım Var Hastayım Yaşıyorum Solsan da Sararsan Yine Gül Pembe Dehensin Kapıldım Gidiyorum Bahtımın Rüzgarına Sazlar Çalınır Çamlıcanın Bahçelerinde Kalenin Bedenleri Yaktı Beni Gülüm Benim Taksim
ISBN: 8697408509123
Yayın evi: Anadolu Müzik
7,90 €
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
Değerlendirme
Yorum bulunmamaktadır: Yorum yazınız!